Kanlıca isminin anlamı: Osmanlı İmparatorluğu’na uzanan hikaye

Kanlıca isminin anlamı nedir? Kanlıca ismi ilk kez nasıl verildi? Beykoz’un en eski muhitlerinden birisi olan Kanlıca’nın kendisi gibi hikayesi de bir hayli eski.
Tarih boyu yapılagelmiş arkeolojik çalışmaların önemli bir kısmı, Kanlıca’nın insanlığa mal olmuş çoğu imparatorluktan, çoğu medeniyetten daha eski olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim, Antik Çağ dönemi kalıntılarına rastlanan yerde Roma ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan daha eski yapıt ve parçaları görmeniz mümkün.
Yalı, köşk ve tarihi ahşap evlerin çevrelediği bu güzel muhitin isim hikayesi de en az çevresindeki yapıtlar kadar otantik. Eğer şu ana kadar oturduğunuz yerin adı hakkında bilgi sahibi olabilmek için internette kelime anlamı araştırması yaptıysanız net bir sonuç elde edememiş olabilirsiniz.
Kanlıca isminin anlamı
Kanlıca mahallesinin ismi hakkında bir araştırma yaptığımızda ilk karşımıza çıkan şey, Kanlıca ile eş anlamlı olan kelimeler. Yani, bu yolla fikir yürütebiliriz; lakin kesin bir sonuca varabilmek için tarihi araştırmalar yapmak gerekiyor.
Tarihe 3 bin yıllık geçmişi ile geçen Kanlıca Mahallesi, medeniyetlerin inşa ediliş sürecinde önemli bir yer tutuyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul Fethi hazırlıklarına giriştiği süreçte ilk olarak Kanlıca bölgesini fethetmesi bu gerçekliği doğrular nitelikte.
Yıldırım Bayezid’in şaşalı Osmanlı’sı, Bizans İmparatorluğu’nun son kalesi, Ortodoks camiasının ibadethanesi Konstantinopolis’i ele geçirebilmek için Kocaeli Beylerbeyliği bölgesinden günümüz Anadolu Yakası’na akınlar düzenlemişti.
1400’lü yılların başında Anadolu Yakası’nda güç kaybeden Bizans, Beykoz ve civar yerleşkelerde direnemeyip tam 1500 yıl boyunca kendilerine ait olan; artık Roma ile bütünleşmiş bu kadim topraklardan çekilmek zorunda kalmıştı.
Anadolu Yakası’nı Kızıl Elma idealinin bir parçası yapmasına karşın İstanbul Fethi için harekete geçen Sultan Yıldırım Bayezid, bu güzel bölgeyi Kocaeli Beylerbeyi’ne teslim etmiş, Kocaeli Beylerbeyliği’nin günümüz Beykoz’undan yönetileceğini tayin etmişti.
“Kanlı etler Beykoz’da daha geç çürüdü…”
21. Yüzyılda bile yeşilliği ile insanı kendine çeken Beykoz, 15. Yüzyılın henüz ilk yıllarında insanı çepeçevre saran doğal güzelliğe sahipti. Ailesi ile birlikte Beykoz’a taşınan Kocaeli Beylerbeyi, bu bölgedeki en temiz havaya sahip yerleşkeyi bulabilmek için eski bir yönteme başvurdu.
Rivayete göre, çeşitli kalınlıkta sopalara gerdirilmiş kanlı etler Beykoz’un ve diğer Anadolu Yakası yerleşkelerinin çeşitli yerlerine bırakıldı. En geç çürüyen kanlı et, en temiz havaya sahip bölgeyi açığa çıkaracağı düşünüldüğü için haftalar boyunca Osmanlı ulakları çürük et takibine girişti.
Beykoz’un eski adı: Amikos
Kanlı etler birer birer çürümeye yüz tutmasına karşın, Beykoz’daki etler daha geç çürüyordu. Eski adıyla Amikos olan Beykoz’da günler, haftalar birbirini devirdikten sonra günümüz Kanlıca bölgesinde asılan etler daha geç çürüdüğü için Kocaeli Beylerbeyi köşkünü burada inşa etti.
Kocaeli Beylerbeyliği’ndeki topraklar Amikos’tan yönetildiği için bu bölgenin adı Beykoz olarak; yani Beyköyü olarak değiştirildi.